Vampirler, bugün kurgusal eserlerin
popüler karakterleri olarak karşımıza çıksa da, tarih boyunca bu ürkütücü
yaratıklara inanıldı. Vampirlerle mücadele etmenin yolları hakkında yazılan
hikayelerde ahşap kazıklar, sarımsak, gümüş silahlar ve güneş ışığı gibi
yöntemler sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak bu korkulu varlıklar sadece kitap
kahramanlarının değil, asırlar önce yaşamış olan insanların da gizli
korkularıydı.
Arkeologlar, geçmiş kazılarda birçok buluntu keşfettiler ve bu buluntular, o dönemlerdeki "anti-vampir" uygulamalarına işaret ediyor olabilirdi. Peki, bu uygulamalar nelerdi? Ölüleri geri dönüşlerinden korumak için nasıl bir yol izleniyordu?
Tarihi dokümantasyonlara göre, bu tür varlıklara sahip olduğuna inanılan kişiler özel bir şekilde gömülürdü: yüzleri aşağıya, dizleri gövdeye doğru çekilmiş bir pozisyonda, başları taşla yerde sıkıştırılırdı veya göğüslerine kesici bir alet batırılırdı. Ayrıca, bazı mezarlar kilitler ve anahtarlarla donatılmıştı. Bu kilitler, ölülerin geri dönüşlerini engellemenin yanı sıra yaşayanlar ve ölüler dünyası arasındaki iletişimi kapatma işlevi görüyordu.
Nicolaus Copernicus
Üniversitesi'nden bilim insanları, Polonya'daki Pń mezarlığında, göçebe kadın
iskeleti üzerinde son derece ilginç bir keşif yaptılar. Kadını gömenler, onu
mezardan çıkmaktan korumak için sıradışı yöntemlere başvurmuşlardı. Sol büyük parmağına
üçgen bir kilit takılmış ve ayrıca boynunu bir tırpanla yere sabitlemişlerdi.
Ancak, bu tür müdahalelerin kadına herhangi bir zarar vermediği dikkat çekicidir. İskeletin başı kesilmemiş ve omurgası sağlamdı. Medya tarafından hızla "bir vampir" olarak adlandırılan iskelet, ilgi çekici bir terim olsa da tamamen doğru değildi. Araştırmacılar, iskeletin damak bölgesinde yeşilimsi bir renkle karşılaştılar, bu da bakır veya bakır alaşımından yapılmış bir nesneyle temas etmiş olabileceğini gösteriyordu. Eğer bu bir madeni para olsaydı, ölünün geri dönüşüne karşı bir başka koruma olabilirdi. Dr. Dariusz Poliński, Nicolaus Copernicus Üniversitesi'nden bir arkeolog ve araştırma başkanı, bu keşifle ilgili şunları söylüyor: "Bulduğumuz şey, bu yerde bir vampirin gömülü olduğunu kesin olarak göstermiyor. Bu müdahaleleri daha çok 'anti-vampir' uygulamaları olarak düşünürdüm. Belki kadının fiziksel veya zihinsel bir eksikliği vardı, veya yaşarken diğer insanlar tarafından kötü muamele görmüş ve ölümünden sonra da onları korkutma ihtimalinden korkuyorlardı."
Her bir iskelet, bir zamanlar bu
dünyada yaşamış bir insanın hikayesini anlatıyor ve bu keşifler, geçmişin
gizemlerini çözmek için heyecan verici bir pencere sunuyor. Tarih ve kültürün
zenginliğini keşfetmek, insanların inançlarını ve yaşam tarzlarını daha iyi
anlamamıza yardımcı oluyor. Geçmişle olan bu bağlantıları keşfetmek, insanlığın
evrimsel yolculuğunu daha iyi anlama ve değerlendirme fırsatı sunuyor. Geçmişin
izlerini takip etmek, tarihin derinliklerine inmek ve geçmişin sırlarını çözmek
için bir fırsattır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder